Utan!
Her yıl 10 Kasım’da saat 9’u 5 geçe sirenler çalmaya başlıyor. Tüm halk, sadakat ve özlemle yolun ortasında duruyor.
Okullar, işyerleri ve devlet daireleri bir dakikalığına sessizliğe bürünüyor.
Ama elbette ki Atatürk’ün değerini anlayamayanlar; bu plansız fakat topyekün saygının kutsallığını da anlayamazlar.
Dinci, özgürlükçü, demokrat gözüküp de Atatürk'ü sevmeyen zihniyete neden çok kızdığımı şöyle anlatayım;
Yokluklar içinde bir mahalleye ya da bir köye çeşme veya cami yaptırdığınızı düşünün...
Çeşmeyi kullanan sana hayır duası edeceğine; küfrederse, ibadet edebilmeleri için yaptırdığın camideki imam ve cemaati sana söverse, bunun adı nedir?
Bu mudur ahde vefa.. Bu mudur hayır bilirlik, bu mudur minnettarlık?
Buna demokrasi demek mümkün müdür.Bu nankörlük değil de nedir?
Vatan işgal altında, millet yokluk ve çaresizlik içinde. Padişah O’nu hain ilan ederken..
İngilizi, Fransız’ı, Yunan’ı; yedi düvel demokratik Avrupa’lı vatanı işgal etmişken; yorgun ve bitmiş hasta adamı diriltip; vatanı düşmandan kurtarıp cumhuriyeti kuran bir lidere minnet duyulması gerekmez mi?
Milleti için, burada yazmaya kalksam sığmayacak ama sat sat bitmiyor denilecek kadar çok
Fabrikalar ve devlet kurumları kuran bir önderi, hangi akıl, mantık ve duygu ile eleştiriyorsunuz.
Böyle bir dehaya; salya sümük saldırmak, sinsi sinsi, sesli sessiz küçük düşürmeye çalışmak akılla, vicdanla, mantıkla nasıl izah edilir?
Vefatından sonra Atatürk için çok şey söylediler. Elin oğlu överken, bizim içimizdeydi Atatürk'ü sevemeyen nankörler. Akıl izandan yoksun oldukları için de, değerini hiç bilemediler.
Oysa bu millet, ne kör, ne de nankör..
Bu millet Atasını da bilir, satanını da..
Ama kendine aydın, demokrat, özgürlükçü diyenler, menfaat gemilerine binip, küçük dağları ben yarattım edalarına bürünenler; Atatürk'ü şükran ve minnetle anacaklarına ; eleştiriyorlar ya;
Siz önce İmralı’dan terör üretenleri ve kollayıp, müsaade edenleri,Silivri rezaletini, 21.yüzyılın satılık kalemlerini eleştirin.
Ne mutlu Türk’üm demeyi faşistlik ama polise, askere taş atıp, kurşun sıkmayı demokratlık sayan zihniyeti eleştirin..
Okullarda andımız ve İstiklal marşını kaldırmaya çalışanları eleştirin.
"Atatürk, sarhoşken kurdu..." dediğiniz ülkeyi,
ayıkken yönetemeyenleri.. Atatürk'ün yokluklar içinde kurduğu kurumları ise, babalar gibi satanları eleştirin.
Her şeyden önce dönün aynaya bir bakın da, kendinizi eleştirin. Utanın utan...
haberokur.com
Kaynak gösterilerek yayınlanabilir.
Okullar, işyerleri ve devlet daireleri bir dakikalığına sessizliğe bürünüyor.
Ama elbette ki Atatürk’ün değerini anlayamayanlar; bu plansız fakat topyekün saygının kutsallığını da anlayamazlar.
Dinci, özgürlükçü, demokrat gözüküp de Atatürk'ü sevmeyen zihniyete neden çok kızdığımı şöyle anlatayım;
Yokluklar içinde bir mahalleye ya da bir köye çeşme veya cami yaptırdığınızı düşünün...
Çeşmeyi kullanan sana hayır duası edeceğine; küfrederse, ibadet edebilmeleri için yaptırdığın camideki imam ve cemaati sana söverse, bunun adı nedir?
Bu mudur ahde vefa.. Bu mudur hayır bilirlik, bu mudur minnettarlık?
Buna demokrasi demek mümkün müdür.Bu nankörlük değil de nedir?
Vatan işgal altında, millet yokluk ve çaresizlik içinde. Padişah O’nu hain ilan ederken..
İngilizi, Fransız’ı, Yunan’ı; yedi düvel demokratik Avrupa’lı vatanı işgal etmişken; yorgun ve bitmiş hasta adamı diriltip; vatanı düşmandan kurtarıp cumhuriyeti kuran bir lidere minnet duyulması gerekmez mi?
Milleti için, burada yazmaya kalksam sığmayacak ama sat sat bitmiyor denilecek kadar çok
Fabrikalar ve devlet kurumları kuran bir önderi, hangi akıl, mantık ve duygu ile eleştiriyorsunuz.
Böyle bir dehaya; salya sümük saldırmak, sinsi sinsi, sesli sessiz küçük düşürmeye çalışmak akılla, vicdanla, mantıkla nasıl izah edilir?
Vefatından sonra Atatürk için çok şey söylediler. Elin oğlu överken, bizim içimizdeydi Atatürk'ü sevemeyen nankörler. Akıl izandan yoksun oldukları için de, değerini hiç bilemediler.
Oysa bu millet, ne kör, ne de nankör..
Bu millet Atasını da bilir, satanını da..
Ama kendine aydın, demokrat, özgürlükçü diyenler, menfaat gemilerine binip, küçük dağları ben yarattım edalarına bürünenler; Atatürk'ü şükran ve minnetle anacaklarına ; eleştiriyorlar ya;
Siz önce İmralı’dan terör üretenleri ve kollayıp, müsaade edenleri,Silivri rezaletini, 21.yüzyılın satılık kalemlerini eleştirin.
Ne mutlu Türk’üm demeyi faşistlik ama polise, askere taş atıp, kurşun sıkmayı demokratlık sayan zihniyeti eleştirin..
Okullarda andımız ve İstiklal marşını kaldırmaya çalışanları eleştirin.
"Atatürk, sarhoşken kurdu..." dediğiniz ülkeyi,
ayıkken yönetemeyenleri.. Atatürk'ün yokluklar içinde kurduğu kurumları ise, babalar gibi satanları eleştirin.
Her şeyden önce dönün aynaya bir bakın da, kendinizi eleştirin. Utanın utan...
haberokur.com
Kaynak gösterilerek yayınlanabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder